We knelt down to pray.
- Biz dua etmek için diz çöktük.
We all knelt down to pray.
- Dua etmek için hepimiz diz çöktük.
Tom and the other farmers prayed for rain.
- Tom ve diğer çiftçiler yağmur için dua etti.
We knelt down to pray.
- Biz dua etmek için diz çöktük.
Praying for Tom is all you can do.
- Bütün yapabileceğiniz Tom için dua etmek.
I spent five days in that filthy well. In that moment, my only solution was praying.
- O pis kuyuda beş gün geçirdim. O anda tek çözümüm dua etmekti.