Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Your prayer will be answered.
- Duan kabul edilecektir.
My prayer was answered.
- Benim duama cevap verildi.
My prayer was answered.
- Benim duama cevap verildi.
Tom and the other farmers prayed for rain.
- Tom ve diğer çiftçiler yağmur için dua etti.
We knelt down to pray.
- Biz dua etmek için diz çöktük.
She went down on her knees to pray.
- Dua etmek için dizlerinin üstüne çöktü.
I spent five days in that filthy well. In that moment, my only solution was praying.
- O pis kuyuda beş gün geçirdim. O anda tek çözümüm dua etmekti.
Speaking in some languages sounds like praying.
- Bazı dillerde konuşma, dua etme gibidir.
We knelt down to pray.
- Biz dua etmek için diz çöktük.
Tom prayed to God for help.
- Tom yardım için Tanrı'ya dua etti.
I want to thank everyone for their prayers.
- Herkese duaları için teşekkür etmek istiyorum.
Sometimes our prayers aren't answered the way we want them to be.
- Bazen dualarımıza onların olmasını istediğimiz şekilde cevap verilmez.