Leyla, Sami'nin arabasının direksiyon simidinden damlayan kanı fark etti.
- Layla noticed blood dripping from the steering wheel of Sami's car.
Damlayan dondurma,onun pantolonunu kirletmiş.
- The dripping ice cream dirtied his pants.
Terden sırılsıklamım. Öyleyse duş aldığından emin ol.
- I'm dripping sweat. Then make sure you take a shower!
Tom suyun damlamasını duydu.
- Tom heard the water dripping.
Lütfen musluğu kapatın. Damlama sinirlerimi bozuyor.
- Please turn off the tap. The dripping gets on my nerves.
Tom suyun damlamasını duydu.
- Tom heard the water dripping.
Lütfen musluğu kapatın. Damlama sinirlerimi bozuyor.
- Please turn off the tap. The dripping gets on my nerves.
Mutfaktaki musluk damlatıyor gibi görünüyor.
- It sounds like the faucet in the kitchen is dripping.
Musluk damlatıyor gibi görünüyor.
- It sounds like the faucet is dripping.
Damlayan su taşı deler.
- Constant dripping wears away a stone.
Borudan suyun damladığını duyabilirsin.
- You can hear the water dripping from the pipe.
Lütfen musluğu kapatın. Damlama sinirlerimi bozuyor.
- Please turn off the tap. The dripping gets on my nerves.
Listening to the tap next door drip all night drove me mad!.
He couldn't even summon up the courage to ask her name... what a drip!.
He's not doing so well. The doctors have put him on a drip.
The duchess was dripping with jewels.