Vahşi Jaguarlar hakkında rüya gördü.
- She dreamt about wild jaguars.
Rüyada bir kurtla karşılaştım.
- I met a wolf in a dream.
Büyük hayallerle Tokyo'ya geldi.
- He came up to Tokyo with a big dream.
Claude; sınıfımda klorofil dolayısıyla yeşil tenli olan ototrofik bir çocuk, ayın ormanlaşmasını hayal ediyor.
- Claude, an autotropic boy in my class whose skin is green due to chlorophyll, dreams of foresting the moon.
Onunla tekrar karşılaşacağımı asla düşünmedim.
- I never dreamed that I would meet her again.
Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.
- One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank.
Tom asla rüya görmediğini söylüyor.
- Tom says that he never dreams.
Tom rüya görmeye başladı.
- Tom started dreaming.
O benim idealimdeki kız.
- She is my dream girl.
Mary piyango kazandığına dair bir rüya gördü.
- Mary had a dream that she won the lottery.
Küçük erkek kardeşim dün gece korkunç bir rüya gördüğünü söylüyor.
- My little brother says that he had a dreadful dream last night.
Stop dreaming and get back to work.
I dreamed a vivid dream last night.