dreadful, terrible, shocking, hideous

listen to the pronunciation of dreadful, terrible, shocking, hideous
Englisch - Türkisch

Definition von dreadful, terrible, shocking, hideous im Englisch Türkisch wörterbuch

horrible
{s} berbat

Tom çocuklarına karşı berbattı. - Tom was horrible with children.

Bu yılki performansları çok berbattı. - Their performance that year was horrible.

horrible
dehşet
horrible
{s} kötü

Sen kötü bir insan değilsin. - You're not a horrible person.

Tom kötü bir şey olmak üzere olduğu hissini atlatamadı. - Tom couldn't shake the feeling that something horrible was about to happen.

horrible
dehşete düşüren
horrible
rezil
horrible
iğrenç
horrible
korkunç

Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı. - The enemy committed a horrible manslaughter in the city.

Kalabalık meydanda korkunç bir şey oldu. - Something horrible happened in the busy square.

horrible
pek çok
horrible
{s} dehşet verici
horrible
dili aşırı
horrible
horriblykorkunç bir şekilde
horrible
(Askeri) MÜTHİŞ, KORKUNÇ, İĞRENÇ
horrible
çirkin olarak
horrible
{s} korkutucu
horrible
{s} k.dili. çok kötü, çok fena, korkunç; çok kaba
horrible
iğrenç olarak
horrible
dili müthiş bir şekilde
horrible
{s} k.dili. berbat, çok kötü, iğrenç
horrible
{s} korkunç, dehşet verici, dehşete düşüren, dehşetli
Englisch - Englisch
{a} horrible
dreadful, terrible, shocking, hideous
Favoriten