Bu politikanın bir sonucu olarak fiyatlar sert bir biçimde yükseldi.
- Prices rose drastically as a result of this policy.
Tom'un hayatı sert bir biçimde değişti.
- Tom's life changed drastically.
Yaşamanın maliyeti şiddetle artmıştır.
- The cost of living has increased drastically.
Bu teknoloji güneş enerjisinin maliyetini şiddetle düşürecektir.
- This technology will drastically lower the cost of solar energy.
Böyle güçlü ekonomik büyüme sürdürülemez.
- Such drastic economic growth cannot be sustained.
O zamandan beri şiddetli değişiklikler gördük.
- We've seen drastic changes since then.
Biz etkili bir gelişme yaptık.
- We've made a drastic improvement.
Etkili bir şey yapmalıyım.
- I must do something drastic.
Sert zamanlar sert önlemler gerektirir.
- Drastic times call for drastic measures.
Tom'un sert bir şey yapacağını düşünüyorum.
- I think Tom is going to do something drastic.
Lisa always wore shorts and a T-shirt, which clashed drastically with her brother's thick winter coat.
If our third attempt fails, we may need drastic ideas.