It's time you had a dose of your medicine.
- İlacından bir doz almanın zamanı geldi.
Sami injected Layla with a pretty heavy dose of meth.
- Sami, Leyla'ya oldukça ağır bir meth dozu enjekte etti.
If the medicine isn't working, maybe we should up the dosage.
- İlaç işe yaramıyorsa belki dozajı yükseltmeliyiz.
They've increased Tom's dosage.
- Onlar Tom'un dozajını arttırdılar.