doyumsuz

listen to the pronunciation of doyumsuz
Türkisch - Englisch
insatiable

Tom has an insatiable appetite. - Tom'un doyumsuz bir iştahı vardır.

greedy
avid
unsatisfied
grasping
malcontent
doyumsuz bir şekilde
insatiably
doyumsuz bir şekilde
graspingly
Türkisch - Türkisch
Bir türlü tatmin olunmayan: "Erhan'ı doyumsuz bir sevgi ile kucakladılar."- E. İ. Benice
Bıkılmayan
Bir türlü tatmin olmayan, bıkılmayan
doyumsuz
Favoriten