down with; at a distance; from here; completely; discontinued

listen to the pronunciation of down with; at a distance; from here; completely; discontinued
Englisch - Türkisch

Definition von down with; at a distance; from here; completely; discontinued im Englisch Türkisch wörterbuch

off
kapalı

Çıkmadan önce, ışıkların kapalı olduğundan emin olun. - Make sure that the lights are turned off before you leave.

Tom gazın kapalı olduğundan emin olmak için kontrol etti. - Tom checked to make sure the gas was turned off.

off
{s} öteki
off
çalışmaz
off
kokmuş
off
dış

Dışarı çıkmadan önce gazı kapatmayı unutmayın. - Don't forget to turn off the gas before going out.

O ofisten dışarı fırladı. - He rushed out of the office.

off
işlemez durumda
off
açıklarında

Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu. - Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida.

Balina, Wakayama kıyılarının açıklarında bulundu. - The whale has been found off the coast of Wakayama.

off
yakınında

Sami bir benzin istasyonunun yakınında bir polis memuru tarafından tespit edildi. - Sami was spotted by a police officer near a gas station.

Babamın çalıştığı yer istasyonun yakınındadır. - The office where my father works is near the station.

off
bozulmuş
off
{i} baş

Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır. - Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.

Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım. - I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.

off
sönmüş
off
gitmiş

Allah aşkına o, günün bu saatinde nereye gitmiş olabilir. - Where on earth can he have gone off to at this time of day?

off
kesat (iş)
off
(İnşaat) kapalı, durmuş
off
{s} olası

Binlerce olasılık bizi yeni bir hayata davet ediyor. - Life offers us millions of possibilities.

Uzmanlar üç olası açıklama teklif etti. - Experts have offered three possible explanations.

off
kopuk
off
çalışmayan
off
{e} haricinde
off
{s} bozuk

Saatim biraz bozuk gibi görünüyor. - It seems my clock is slightly off.

Her daim kafan bozuk zaten. - You are always pissed off.

Englisch - Englisch
off
down with; at a distance; from here; completely; discontinued
Favoriten