Bob'ın zamanında gelip gelmeyeceğinden kuşkuluyum.
- I doubt if Bob will come on time.
Bob'ın benim doğum günü partime gelip gelmeyeceğinden kuşkuluyum.
- I doubt if Bob will come to my birthday party.
Benden kuşkulanmak için sebebin olduğunu biliyorum.
- I know you have reason to doubt me.
Keşke benden kuşkulanmaktan vazgeçsen.
- I wish you would stop doubting me.
Onun bir avukat olup olmadığından şüpheliyim.
- I doubt if he is a lawyer.
Şüphesiz o, sınavda başarılı olacak.
- He will without doubt succeed in the exam.
Tom'dan şüphelenmek için hiçbir nedenin yok.
- You have no reason to doubt Tom.
Tom'dan şüphelenmek için hiçbir nedenim yoktu.
- I never had any reason to doubt Tom.
Ondan şüphe etmek hiç aklıma gelmedi.
- It never occurred to me to doubt him.
Tom'un işi yapmak için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşabilip konuşamadığı şüpheli.
- It's doubtful whether Tom can speak French well enough to do the job.
Tom'un yapmasını önerdiğin şekilde davranacağından şüpheliyim.
- I doubt that Tom would behave in the way you suggested he did.
Başka bir deyişle, sağduyudan şüphe etmelisin.
- In other words, you should doubt common sense.
Ondan şüphe etmek hiç aklıma gelmedi.
- It never occurred to me to doubt him.
Elbette o yeterince şüphe uyandırdı.
- Sure enough, he entertained doubts.
Senden kuşkulandığım için gerçekten üzgünüm.
- I'm really sorry I doubted you.
Keşke benden kuşkulanmaktan vazgeçsen.
- I wish you would stop doubting me.
He doubted that was really what you meant.
He fled, like Joseph, leaving it; but there, / I doubt, all likeness ends between the pair.