Şimdi eksantrik olun. Mor giymek için yaşlılığı beklemeyin.
- Be eccentric now. Don't wait for old age to wear purple.
Ayakkabıyı çorap olmadan giymek hoşuma gidiyor.
- I don't like to wear shoes without socks.
Uzman olması gereken biri için çok şey biliyor gibi görünmüyorsun.
- For someone who's supposed to be an expert, you don't seem to know much.
Meteoroloji uzmanlarına güvenmiyor musunuz?
- Don't you trust the weathermen?
Koltuğunu neden şu yaşlı beyefendiye vermiyorsun?
- Why don't you give your seat to that old gentleman?
Parkta beyzbol oynama.
- Don't play baseball in the park.
Niçin bir beyefendi gibi davranmaya çalışmıyorsun?
- Why don't you try to behave like a gentleman?
Koltuğunu neden şu yaşlı beyefendiye vermiyorsun?
- Why don't you give your seat to that old gentleman?
Neden öğretmenine danışmıyorsun?
- Why don't you ask your teacher for advice?
Öğretmenine soru sormaya çekinme.
- Don't hesitate to ask your teacher a question.
Don't keep me on tenterhooks!
- Don't keep me in suspense!
The frost killed all the flowers.
- Don bütün çiçekleri öldürdü.
The frost did a lot of damage to the crops.
- Don ürünlere çok zarar verdi.
Tom finished eating all the ice cream that was in the freezer.
- Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
Please freeze the fish and meat.
- Lütfen balığı ve eti dondurun.
The water pipes froze and then burst.
- Su boruları dondu ve sonra patladı.
The milk froze and became solid.
- Süt dondu ve katılaştı.
I was frozen to the bone.
- İliklerime kadar dondum.
We were nearly frozen to death.
- Neredeyse donarak ölüyorduk.
Tom was freezing to death.
- Tom donarak ölüyordu.
The match had to be called off because of the freezing weather.
- Dondurucu hava nedeniyle maç iptal edilmek zorunda kaldı.
It should be freezed!
- Dondurulması gerekir.