He was equipped for a trip.
- O bir yolculuk için donanımlıydı.
I'm not equipped to do that.
- Onu yapmak için donanımlı değilim.
We have the equipment.
- Bizim donanımımız var.
If you use this modern equipment, it will save a lot of manpower.
- Eğer bu modern donanımı kullanırsanız bir sürü iş gücü tasarruf edecektir.
He deals in hardware.
- O donanımla ilgilenir.
Software is getting slower more rapidly than hardware becomes faster.
- Yazılım donanımın hızlanmasından daha hızlı yavaşlıyor.