donanımlı

listen to the pronunciation of donanımlı
Türkisch - Englisch
accoutred
equipped

He was equipped for a trip. - O bir yolculuk için donanımlıydı.

I'm not equipped to do that. - Onu yapmak için donanımlı değilim.

shipshape
sophisticated
donanım
equipment

I can bring in some more sophisticated equipment if you think we need it. - Ona ihtiyacımız olduğunu düşünüyorsan biraz daha gelişmiş bir donanım getirebilirim.

If you use this modern equipment, it will save a lot of manpower. - Eğer bu modern donanımı kullanırsanız bir sürü iş gücü tasarruf edecektir.

donanım
{i} hardware

He deals in hardware. - O donanımla ilgilenir.

Sami ran the local hardware store. - Sami yerel donanım mağazasını işletiyordu.

donanım
{i} gear
donanım
implement
donanım
accoutrements
donanım
harness
donanım
kit
donanım
units
donanım
(İnşaat) fittings
donanım
device
mükemmel donanımlı
well-appointed
donanım
fitment
donanım
rig
donanım
installation
donanım
equipage
donanım
hardwares
donanım
rigging
donanım
accoutrement
donanım
hardware; rigging
donanım
(Denizcilik) rigging
donanım
furnishing
donanım
appointments
donanım
comp. hardware
donanım
tackle
Türkisch - Türkisch

Definition von donanımlı im Türkisch Türkisch wörterbuch

Donanım
hardware
Donanım
techizat
donanım
Bir gemi direğine, bir yelkene veya başka bir parçaya bağlı bulunan halat ve makara gibi manevra araçları
donanım
Bir bilgisayar sistemini oluşturan gereçlerin tümü
donanım
Tesisat, döşem
donanım
Bir bilgisayarda bulunan fiziksel birimler
donanımlı
Favoriten