Dert etmeyin. O sizin sorununuz değil.
- Don't worry about it. It's not your problem.
Tom'un ne düşündüğünü dert etme.
- Don't worry about what Tom thinks.
Endişelenmeyin. Size her şeyin iyi olacağını söyledim.
- Don't worry. I told you everything would be OK.
Böyle önemsiz bir sorun hakkında endişelenmeyin.
- Don't worry about such a trivial problem.
Üzülmeyin, her şey düzelecek.
- Don't worry, everything will be OK.
Başkalarının söyledikleri hakkında üzülme.
- Don't worry about what others say.
Merak etmeyin. Tamam.
- Don't worry. It's OK.
Sen merak etme. Başlarında nezaretçi bulunacak.
- Don't worry. They will be supervised.
... DON'T WORRY, MILTON. I'M SURE IT'S SOMEPLACE SAFE. ...
... But certainly for us we don't worry about that. ...