dolanmak

listen to the pronunciation of dolanmak
Türkisch - Englisch
wind
coil
to wind round, to get entangled, to coil; to be wrapped around; to hang about, to rove, to stroll, to roam, to wander (about)
coil up
to get wound and tangled around (a thing)
to be wound on
ramble
rove
move around
stroll
tangle
cruise
twine
wrapped around
roam
gad
fare
meander
birbirine dolanmak
interlace
dolanma
cruise
dolanma
revolution
hırsız gibi dolanmak
skulk
dolan
{f} meandering
ayakına dolanmak/dolaşmak
1. to crowd around and create confusion. 2. to obstruct. 3. to boomerang, recoil on oneself
dolan
deceit, deception
dolanma
rotation
etrafına dolanmak
wind round
köpekle dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir/e dalanmaktan çalıyı dolanmak yeğdir
(Atasözü) It is worth doing whatever is necessary to avoid a confrontation with a nasty person
Englisch - Englisch

Definition von dolanmak im Englisch Englisch wörterbuch

Dolan
A surname that originated in Ireland
Türkisch - Türkisch
Bir şeyin çevresinde dönmek, gezmek: "Arkadan dolanıp uzaktan gözetleyecekti çeşmeyi."- Ç. Altan
Gelişigüzel gezmek: "Kızlarının, gelinlerinin evleri arasında dolanıyor, hep evini, komşularını arıyordu."- N. Cumalı
Bir şeyin çevresinde dönmek, gezmek
Bir şeyin çevresine sarılmak
Gelişigüzel gezmek
Karışmak, dolaşmak
Bir şeyin çevresine sarılmak: "Kocasının kolu beline bir kobra gibi dolanmış, ince kaburgalarını birbirine geçirecek gibi sıkıyordu."- H. E. Adıvar
(Osmanlı Dönemi) HUFUK
(Osmanlı Dönemi) GAVR
(Osmanlı Dönemi) KARAR
dolan
bakınız: yalan dolan
dolan
Biçim, şekil
dolanma
Dolanmak işi
dolanmak
Favoriten