dokunulmazlar

listen to the pronunciation of dokunulmazlar
Türkisch - Englisch
are touched
dokunulmaz
untouchable

Certain taboos, which had remained untouchable for so many years, have come to be broken. - Yıllardan beri dokunulmaz bazı tabular yıkıldı.

Tom is one of Tatoeba's sacred icons. Therefore, he is untouchable. - Tom, Tatoeba'nın en kutsal simgelerinden biridir. Bu nedenle, o dokunulmazdır.

dokun
{f} touched

When the body is touched, receptors in the skin send messages to the brain causing the release of chemicals such as endorphins. - Vücuda dokunulduğunda, derideki reseptörler beyne endorfin gibi kimyasalların salınmasına neden olan mesajlar gönderir.

Tom touched Mary's shoulder. - Tom Mary'nin omzuna dokundu.

dokun
{f} finger

This is a touchscreen, so you can use your fingers to operate the controls which are displayed on it. - Bu bir dokunmatik ekran, onun üzerinde görüntülenen kontrolleri çalıştırmak için parmaklarını kullanabilirsin.

She touched me lightly on the nape of the neck with the tips of her fingers and it made me shudder. - O bana parmak uçları ile ensemin üzerine hafifçe dokundu ve bu beni ürpertti.

dokun
got in touch
dokun
{f} touching

Your dress is touching the wet paint. - Elbiseniz ıslak boyaya dokunuyor.

Blind people read by touching, using a system of raised dots called Braille. - Görme engelli insanlar Braille denilen kabartılmış noktalardan oluşan bir sistem kullanarak, dokunarak okurlar.

dokun
get in touch
dokun
{f} dab
dokun
{f} touch

Don't touch that pan! It's very hot. - O tavaya dokunmayın! O çok sıcak.

Sentences bring context to the words. Sentences have personalities. They can be funny, smart, silly, insightful, touching, hurtful. - Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.

dokun
{f} fingering
dokunulmaz
inviolable

The guards are sacred and inviolable. - Muhafızlar kutsal ve dokunulmazlar.

dokunulmaz
immune
dokunulmaz
sacrosanct
dokunulmaz
set in stone
dokun
tender
dokunulmaz
untouchable; immune
dokunulmaz
taboo,tabu
Türkisch - Türkisch

Definition von dokunulmazlar im Türkisch Türkisch wörterbuch

DOKUNULMAZ
Hiçbir biçimde eleştirilemez: "Dokunulmaz, yan bakılmaz, müstesna bir mahluktur."- Y. K. Karaosmanoğlu
DOKUNULMAZ
İlişilmez, el sürülmez, taarruzdan korunmuş: "Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir."- Anayasa
dokunulmaz
Hiçbir biçimde eleştirilemez
dokunulmaz
İlişilmez, el sürülmez, taarruzdan korunmuş