dokunulabilir

listen to the pronunciation of dokunulabilir
Türkisch - Englisch
palpable
tactual
tactile
touchable
tangible
elle dokunulabilir
palpable
dokun
{f} touched

When the body is touched, receptors in the skin send messages to the brain causing the release of chemicals such as endorphins. - Vücuda dokunulduğunda, derideki reseptörler beyne endorfin gibi kimyasalların salınmasına neden olan mesajlar gönderir.

Tom touched Mary on the shoulder. - Tom Mary'nin omzuna dokundu.

dokun
{f} finger

Layla felt Sami's fingertips touching the back of her shoulder. - Leyla, Sami'nin parmak uçlarının, omzunun arkasına dokunduğunu hissetti.

She touched me lightly on the nape of the neck with the tips of her fingers and it made me shudder. - O bana parmak uçları ile ensemin üzerine hafifçe dokundu ve bu beni ürpertti.

dokun
got in touch
dokun
{f} touching

Your dress is touching the wet paint. - Elbiseniz ıslak boyaya dokunuyor.

Let go of my arm! I can't stand people touching me. - Kolumu bırak! İnsanların bana dokunmasına katlanamıyorum.

dokun
get in touch
dokun
{f} dab
dokun
{f} touch

Don't touch that pan! It's very hot. - O tavaya dokunmayın! O çok sıcak.

All you have to do is touch the button. - Tüm yapmanız gereken düğmeye dokunmak.

dokun
{f} fingering
dokun
tender
dokunulabilir
Favoriten