The incident was so poignant.
- Olay çok dokunaklıydı.
The eating of delicious food is one of the most intense and poignant pleasures of life.
- Lezzetli yiyecek yemek, hayatın en yoğun ve dokunaklı zevklerinden biridir.
Sentences bring context to the words. Sentences have personalities. They can be funny, smart, silly, insightful, touching, hurtful.
- Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.
The next verse is even more touching.
- Bir sonraki ayet bile daha dokunaklı.
This story is interesting, funny and even moving.
- Bu anlatı ilginç, eğlenceli ve hatta dokunaklı.
Sami's testimony was extremely moving.
- Sami'nin ifadesi son derece dokunaklıydı.
I am not an eloquent person.
- Ben dokunaklı konuşan bir kişi değilim.
I'm not an eloquent person.
- Dokunaklı konuşan bir kişi değilim.
What a pathetic story!
- Ne dokunaklı bir hikaye!