doing; involved in

listen to the pronunciation of doing; involved in
Englisch - Türkisch

Definition von doing; involved in im Englisch Türkisch wörterbuch

up to
-e bağlı
up to
-e kalmış
up to
değin
up to
yüksekliğine kadar
up to
ila
up to
önüne
up to
yanına

O onun yanına gitti ve tokalaştı. - He went up to her and they shook hands.

Bir yabancı onun yanına yaklaştı ve saati sordu. - A stranger came up to her and asked her the time.

up to
-e uygun
up to
yeterli

Noele kadar bir araba almak için yeterli para biriktirmeliydim. - I ought to have enough money saved up to buy a car by Christmas.

Oldukça yeterli olduğumu hissetmiyorum. - I am not feeling quite up to par.

up to
e kadar
up to
-e kadar
up to
uygun

Beklentilerimize uygun yaşadı. - She lived up to our expectations.

Onun işi standartlara uygun değil. - His work is not up to standard.

up to
doğru

O, dosdoğru bana doğru geldi. - He came straight up to me.

Bir polis ona doğru geldi. - A policeman came up to him.

Englisch - Englisch
up to

What have you been up to?.

doing; involved in
Favoriten