Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Daha iyi şartlar bekliyorduk.
- We expected better terms.
Tom'la aranız iyi mi?
- Are you on good terms with Tom?
Onlarla aramız iyidir.
- We are on good terms with them.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Çok az insan, imzalamadan önce bir sözleşmenin bütün şartlarını ve koşullarını okuma zahmetine katlanır.
- Few people take the trouble to read all the terms and conditions of a contract before signing it.