Tom günbatımına bakarken teneke düdüğünü çalarak rıhtımda oturmayı sever.
- Tom likes to sit on the dock playing his tin whistle while looking at the sunset.
Dev tanker az önce rıhtımdan ayrıldı.
- The huge tanker has just left the dock.
Kız limana bakıyordu.
- The girl was gazing at the dock.
Gemi henüz rıhtıma yanaşmadı bile.
- The ship hasn't even docked yet.
Tom genellikle iskeleden balık tutar ama bazen kıyıdan balık tutar.
- Tom usually fishes off the dock, but sometimes he fishes from the shore.
Tom teknesini iskeleye bağladı.
- Tom tied his boat to the dock.
And vnder neath him his courageous steed, / The fierce Spumador trode them downe like docks .