doğumlu

listen to the pronunciation of doğumlu
Türkisch - Englisch
born in (the year of)
born in (such and such a year)
born in

They were born in Thailand. - Onlar Tayland doğumlular.

doğum
birth

I got you a pen as a birthday present. - Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.

Today is June 18th and it is Muiriel's birthday! - Bugün Haziran'ın 18'i ve bugün Muiriel'in doğum günü!

doğum
delivery

I had an easy delivery last time. - Ben son kez kolay bir doğum yaptım.

In the hospital room, the nurse wearing white clothes and the midwife were preparing for the delivery. - Hastane odasında, beyaz kıyafetler giymiş hemşire ve ebe doğum için hazırlanıyorlardı.

doğum
{s} born

My birthday is June 12. Magdalena was born on the same day and year as me. - Benim doğum günüm 12 Haziran. Magdalena, benimle aynı günde ve yılda doğdu.

They were born in Thailand. - Onlar Tayland doğumlular.

doğum
(Tıp) labour
doğum
maternity

Mary is on maternity leave now. - Mary şimdi doğum izninde.

Did you give birth at home or at a maternity hospital? - Sen evde mi yoksa doğumevinde mi doğurdun?

doğum
parturition
doğum
bearing
doğum
parturiency
doğum
childbirth

His wife died in childbirth. - Karısı doğum yaparken öldü.

Obstetrics deals with pregnancy, childbirth, and the postpartum period. - Doğum doktorluğu, gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemle ilgilenir.

doğum
child bearing
doğumlular
births
Doğum
(Tıp) partus
ailesi japonya'dan gelmiş amerika doğumlu japon
nisei
doğum
obstetric

Obstetrics deals with pregnancy, childbirth, and the postpartum period. - Doğum doktorluğu, gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemle ilgilenir.

doğum
delivery, parturition
doğum
birth; childbirth, delivery
doğum
childbearing
doğum
puerperal
doğum
nursing
doğum
natal
doğum
termination of pregnancy
doğum
nativity

Nativity scenes commemorate the birth of Jesus. - Doğuş sahneleri İsa'nın doğumunu anıyor.

doğum
accouchement
londra doğumlu olmak
be born within the sound of Bow Bells
Türkisch - Türkisch
doğumlu
Favoriten