He is an American, but as he was born and brought up in Japan, he can speak Japanese quite fluently.
- O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.
I would rather have been born in Japan.
- Japonya'da doğmuş olmayı tercih ederdim.
No one can have three different birth dates.
- Hiç kimsenin üç farklı doğum tarihi olamaz.
My water broke on the evening of the predicted birth date.
- Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
A sure method to be rich is to be born rich.
- Zengin olmak için kesin bir yöntem, zengin doğmuş olmaktır.
Be born, get married, and die; always bring money.
- Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
I got you a pen as a birthday present.
- Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
Tomorrow's my birthday.
- Yarın benim doğum günüm.
A newborn baby is 78 percent water. Adults are 55-60 percent water.
- Yeni doğmuş bir bebeğin yüzde 70'i sudur. Yetişkinlerin yüzde 55-60'ı sudur.
A newborn baby is liable to fall ill.
- Yeni doğmuş bir bebek hasta olmaya eğilimlidir.
If I were reborn, I would want to learn the violin.
- Yeniden doğmuş olsaydım keman öğrenmek isterdim.
I feel like I've been reborn.
- Yeniden doğmuşum gibi hissediyorum.