O bir sineğe bile zarar veremez.
- She can't even harm a fly.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
Ben fiziği seviyorum ve matematiği daha da çok seviyorum.
- I like physics, and I like mathematics even more.
İki ülke arasında kültürel değişim devam ederken, onların karşılıklı anlayışı daha da derinleşti.
- As cultural exchange continued between the two countries, their mutual understanding became even deeper.
Her şey için görgü kuralı vardır, hatta bir seks partisinin bile.
- There's proper etiquette for everything, even an orgy.
Hatta babama karşı onu destekledim.
- I supported her even against my father.
Tom'u tamamıyla hatırlıyor musun?
- Do you even remember Tom?
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Bugün bile onun teorisi neredeyse inkar edilemez olarak kalmaya devam etmektedir.
- Even today, his theory remains practically irrefutable.
Tom neredeyse her yere baktığını söylese bile Mary'yi bulamadı.
- Tom couldn't find Mary even though he said he looked just about everywhere.
Biz dahi Tom'dan hoşlanmıyoruz.
- We don't even like Tom.
Kiminle buluşmaları gerektiğini dahi bilmiyorlardı.
- They didn't even know who they were supposed to meet.