divided, disunited, disengaged

listen to the pronunciation of divided, disunited, disengaged
Englisch - Türkisch

Definition von divided, disunited, disengaged im Englisch Türkisch wörterbuch

separate
ayırmak

Telleri ayırmak zorunda kalacağız. - We'll have to separate the wires.

Çöpü ayırmak önemlidir. - It's important to separate the rubbish.

separate
ayrı

Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir. - Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.

Onların her biri ayrı ayrı ödedi. - They each paid separately.

separate
{f} ayırt etmek
separate
{f} ayrıştırmak
separate
{f} ayrı yaşamak
separate
ayrılma

Ailesinden ayrılmayı sevmiyordu. - He didn't like being separated from his family.

Dil kültürden ayrılmaz. - You can't separate language from culture.

separate
(Kanun) bölünmüş
separate
{f} ayır

Siyaseti dinden ayırmalıyız. - We must separate politics from religion.

Guangdong'u Guangxi'den ne ayırıyor? - What separates Guangdong from Guangxi?

separate
(karı koca) ayrı yaşamak
separate
ayırma işareti
separate
{f} dağılmak
separate
ayırma

Karakoram Çin'i Pakistan'dan ayırmaktadır. - The Karakoram separates China from Pakistan.

Manş denizi İngiltere'yi ve Fransa'yı ayırmaktadır. - The English Channel separates England and France.

separate
(Askeri) AYIRMAK, BÖLMEK: Bir şeyi başka bir şeyden ayırmak
separate
{s} tek başına olan
separate
tefrik olunmak
separate
(fiil) ayırmak, bölmek, dağılmak, ayırt etmek, ayrıştırmak, kaymağını almak, ayrılmak, ayrı yaşamak, ayrışmak, kopmak, çıkmak
separate
separately ayrı ayr
separate
{s} ayrı, ayrılmış
Englisch - Englisch
{a} separate
divided, disunited, disengaged
Favoriten