Çöpü ayırmak önemlidir.
- It's important to separate the rubbish.
Karakoram Çin'i Pakistan'dan ayırmaktadır.
- The Karakoram separates China from Pakistan.
Biz ayrı hesaplar istiyoruz.
- We'd like separate checks.
Onların her biri ayrı ayrı ödedi.
- They each paid separately.
Kırk yıllık evliliklerinin ardından ayrılmak istiyorlar.
- They want to separate after 40 years of marriage.
Dil kültürden ayrılmaz.
- You can't separate language from culture.
Siyaseti dinden ayırmalıyız.
- We must separate politics from religion.
Dili kültürden ayıramazsınız.
- You can't separate language from culture.
Siyaseti dinden ayırmalıyız.
- We must separate politics from religion.
Manş denizi İngiltere'yi ve Fransa'yı ayırmaktadır.
- The English Channel separates England and France.