Klavsenin sesini çok severim.
- I like the sound of harpsichord very much.
Kulak yolu ses dalgalarını kulak zarına iletir.
- The ear canal sends sound waves to the eardrum.
Bir koyun nasıl ses çıkarır?
- What sound does a sheep make?
Ben korkunç sesleri engellemek için parmaklarımı kulaklarıma koydum.
- I put my fingers in my ears to block out the terrible sounds.
İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin.
- You don't have to sound like a native speaker in order to communicate.
Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.
- It's very easy to sound natural in your own native language, and very easy to sound unnatural in your non-native language.
Tom etkilenmiş görünüyor.
- Tom sounds impressed.
Hepimiz sağ salim geri döndük.
- We're all back safe and sound.
Ekip sağ salim geri döndü.
- The party returned safe and sound.
The whale sounded and eight hundred feet of heavy line streaked out of the line tub before he ended his dive.