Dün hayvanat bahçesine gittim ve iri bir denizayısı gördüm.
- Yesterday I went to the zoo and saw a huge walrus.
İki iri boğa fili, hangisinin yeni nesil babası olacağını belirlemek için birkaç gün boyunca düello yaptı.
- Two huge bull elephants duelled for several days to determine which one would father the next generation.
Ken'in dükkanındaki kocaman içi doldurulmuş ayıyı almak istedim ama satılık değildi.
- I wanted to buy the huge stuffed bear at Ken's store, but it was not for sale.
Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.
- The lion opened its huge mouth and roared.
O araba dev bir motora sahip.
- This car has a huge engine.
Dev tanker az önce rıhtımdan ayrıldı.
- The huge tanker has just left the dock.
Çocuğun başında büyük bir yumru var. O kadar çok ağlamasına şaşmamalı.
- The boy has a huge bump on his head. No wonder he cried so much!
O, büyük bir evde yaşıyor.
- She lives in a huge house.
Çok büyük bir hata yapıyorsun.
- You're making a huge mistake.
Vay, bu sıra çok büyük!
- Wow, that line is huge!
In our league our coach is huge!.