displeasing to the eye, or ear, or sensibilities; unsightly

listen to the pronunciation of displeasing to the eye, or ear, or sensibilities; unsightly
Englisch - Türkisch

Definition von displeasing to the eye, or ear, or sensibilities; unsightly im Englisch Türkisch wörterbuch

ugly
çirkin

Karısı bana çirkin görünmüyor. - His wife doesn't seem ugly to me.

Benim çirkin olduğumu düşünüyor musunuz? - Do you think I'm ugly?

ugly
{s} suratsız
ugly
ukubet
ugly
kaknem
ugly
aybacar
ugly
aksi
ugly
ters
ugly
pis

Bodrum, çirkin, karanlık ve pis kokulu. - The basement is ugly, dark, and smelly.

ugly
yaman
ugly
iğrenç

Hamam böceklerinden korkuyorum çünkü onlar iğrenç ve çirkinler. - I'm afraid of cockroaches, because they are disgusting and ugly.

ugly
{s} biçimsiz

Tom biçimsiz bir ekose ceket ve puantiyeli bir kravat giyiyordu. - Tom was wearing an ugly plaid jacket and a polka-dot tie.

Bana göre, o, biçimsiz bir bina. - That's an ugly building, in my opinion.

ugly
{s} fırtınalı

Hava fırtınalı olacak. - It's going to be ugly.

ugly
{s} k.dili. ters, huysuz
ugly
{s} tatsız

Bu ağaç tatsız meyveler taşıyor. - This tree bears ugly fruits.

ugly
{s} kötü

Tom ve Mary kötü bir ayrılma yaşadı. - Tom and Mary had an ugly divorce.

Tom Mary'nin ona verdiği saatin kötü olduğunu düşündü. - Tom thought the watch Mary had given him was ugly.

ugly
ters/çirkin
ugly
{s} kötü, tatsız, nahoş
ugly
ugliness çirkin veya iğrenç olma
ugly
{s} huysuz
ugly
ugly duckling küçüklüğünde çirkin olan fakat sonra gelişip güzelleşen kimse
Englisch - Englisch
ugly
displeasing to the eye, or ear, or sensibilities; unsightly
Favoriten