displaying or feeling anger

listen to the pronunciation of displaying or feeling anger
Englisch - Türkisch

Definition von displaying or feeling anger im Englisch Türkisch wörterbuch

angry
öfkeli

Öfkeli kalabalık binaya saldırdı. - The angry mob attacked the building.

Siz beyler niçin öyle öfkelisiniz? - Why are you guys so angry?

angry
{s} kızmış

O, kendisine kızmıştı. - He was angry with himself.

Yumiko biraz kızmıştı. - Yumiko was a little angry.

angry
kızgın

Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say. - When angry, count ten; when very angry, a hundred.

Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın! - The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!

angry
sinirli

Tom sinirli ve öfkeli görünüyor. - Tom seems frustrated and angry.

Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi. - Tom was looking forward to watching the football match he had recorded at home, and he was angry when he overheard someone mention the final score.

angry
{s} hiddetli

Oldukça hiddetli görünüyorsun. - You look pretty angry.

angry
kabarmış
angry
(hava) fırtınalı
angry
gazaplı
angry
darılmak
angry
dargın
angry
{s} hırslı
angry
gazapla
angry
angrily hiddetle
angry
angry about a thing bir meseleden dolayı darılmış
angry
(sıfat) kızgın, kızmış, hırslı, öfkeli, hiddetli, iltihaplı, kızarmış, fırtınalı
angry
{s} kızarmış
angry
gücenmiş darılmış
angry
{s} fırtınalı
Englisch - Englisch
angry

An angry mob started looting the warehouse.

displaying or feeling anger

    Silbentrennung

    displaying or feel·ing an·ger

    Türkische aussprache

    dîspleyîng ır filîng änggır

    Aussprache

    /dəˈsplāəɴɢ ər ˈfēləɴɢ ˈaɴɢgər/ /dɪˈspleɪɪŋ ɜr ˈfiːlɪŋ ˈæŋɡɜr/
Favoriten