Bu sofistike bir enstrümandır.
- This is a sophisticated instrument.
Yaşına göre oldukça sofistike görünüyor.
- He looks quite sophisticated for his age.
Çok yönlü bir özgeçmişi var.
- There's a very sophisticated background.
Ton son derece çok bilmiş.
- Tom is extremely sophisticated.
Sanırım bu ondan biraz daha karmaşık.
- I think it's a little more sophisticated than that.
Bunlar çok karmaşık cihazlardır.
- These are very sophisticated devices.