O çok akıllı bir avukat ve politikacıdır.
- He was a very smart lawyer and politician.
Lincoln iyi bir siyasetçi ve akıllı bir avukattı.
- Lincoln was a good politician and a smart lawyer.
Tarih hayli siyasallaştırılmış bir konudur.
- History is a highly politicized subject.
Birçok Amerikalı için, iki partili siyasal sistem doğal görünüyor.
- To many Americans, a two-party political system seems natural.
Ülkemin politikasını anlamayı deniyorum.
- I am trying to understand the politics of my country.
Politik dünyada pek çok düşmanı var.
- He has many enemies in the political world.
Lincoln eski siyasi rakibini karşıladı.
- Lincoln greeted his former political rival.
Seçimi kazanmak adayın siyasi partisi için büyük bir zaferdi.
- Winning the election was a great victory for the candidate's political party.