Sen gerçekten oldukça becerikli bir araştırmacısın.
- You really are quite a skillful investigator.
Ya becerikli ya da tembel ama her ikisi değil.
- Either skillful or lazy. But not both.
Bir papaz bir paravanın üstüne bir rahibin resmini ustaca çizdi.
- A priest skillfully drew a picture of a priest on a folding screen.
Onunla çok ustaca başa çıktın.
- You handled that very skillfully.
Aleti ustalıkla idare etti.
- He handled the tool skillfully.
Kız parmakları ile yeteneklidir.
- The girl is skillful with her fingers.
Tom yetenekli bir marangozdur.
- Tom is a skillful carpenter.