Tom gözden kaybolmak istiyor.
- Tom wants to disappear.
Ortadan kaybolmak istedim.
- I wanted to disappear.
Zorla ortadan kaybolmak insanlığa karşı bir suçtur.
- Forced disappearance is a crime against humanity.
Ben sadece ortadan kaybolmak istiyorum.
- I just want to disappear.
Ortadan kaybolmak zorundasın.
- You have to disappear.
O, bu şehirde gözden kayboldu.
- He disappeared from this town.
Tren gözden kayboldu.
- The train disappeared from view.
Benim için sürpriz oldu, o bir anda gözden kayboldu.
- To my amazement, it disappeared in an instant.
Tom bir iz bırakmadan ortadan kayboldu.
- Tom disappeared without leaving a trace.
Küçük aile çiftlikleri yok oluyorlardı.
- Small family farms were disappearing.
Dağdaki tüm kar yok olmuştu.
- All the snow on the mountain has disappeared.
Tom gözden kaybolmak istiyor.
- Tom wants to disappear.
Sadece gözden kaybolma.
- Just don't disappear.
Onlar seni bulmadan önce, yok olmalısın.
- You need to disappear before they find you.
Pasifik'teki düşük rakımlı bazı ada ülkelerinin, deniz seviyesinin küresel ısınma sonucu yükselmesiyle yok olmasından korkuluyor.
- It's feared that some low-lying Pacific Island nations will disappear as seas rise as a result of global warming.
... Their warts are disappearing. ...