O, karısını vahşice öldürdü.
- He brutally murdered his wife.
Tom 20 Ekim 2013'te vahşice öldürüldü.
- Tom was brutally murdered on October 20, 2013.
Polisin gaddarlığı uzun süredir bir sorundur.
- Police brutality has been a problem for a long time.
Dan polis tarafından acımasızca dövüldü.
- Dan was brutally beaten by the police.
Ezici bir çoğunluk acımasız cezanın kaldırılması için oy kullandı.
- An overwhelming majority voted to abolish the brutal punishment.
Böyle sert koşullar altında hiç kimse çalışamaz.
- No one can work under such brutal conditions.
İsyan çok sert bir biçimde bastırıldı.
- The uprising was brutally suppressed.