Onu aradım, ancak hat meşguldü.
- I called her, but the line was busy.
Ben onu aramaya çalıştım, ama hat meşguldü.
- I tried to call him up, but the line was busy.
Elbiselerin yeni çizgisi Paris'ten.
- The new line of dresses is from Paris.
Tom kağıda düz bir çizgi çizdi.
- Tom drew a straight line on the paper.
O kuyrukta otuz dakika durdum.
- I stood in that line for thirty minutes.
Tom bir saat kuyrukta bekledi.
- Tom stood in line for an hour.
the line of sight or the line of vision.