He has a good knowledge of Japanese religion.
- O Japon diniyle ilgili iyi bir bilgiye sahiptir.
He got religion on his deathbed.
- O, ölüm döşeğinde dinine kavuştu.
What's the difference between a religion and a cult?
- Bir dinle bir tarikat arasındaki fark nedir?
Buddhism is a religion founded by the Indian Shakyamuni.
- Budizm Hintli Şakyamuni tarafından kurulmuş bir dindir.
Tom has a dynamic personality.
- Tom dinamik bir kişiliğe sahiptir.
We blew up a huge rock with dynamite.
- Dinamitle büyük bir kayayı havaya uçurduk.
I've lost my religious faith.
- Dinsel inancımı yitirdim.
Unlike his sister, he has retained the religious faith his parents brought him up in.
- Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu.
Unlike his sister, he has retained the religious faith his parents brought him up in.
- Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu.
Atheism isn't a religious belief.
- Ateizm dinî bir inanç değildir.