He got religion on his deathbed.
- O, ölüm döşeğinde dinine kavuştu.
I don't care about your race or age or religion.
- Irkın ya da yaşın ya da dinin umurumda değil.
Science is not a religion.
- Bilim bir din değildir.
Is Buddhism a religion or a philosophy?
- Budizm bir din midir yoksa bir felsefe mi?
Dynamite fishing is extremely destructive to reef ecosystems.
- Dinamit balıkçılığı resif ekosistemler için son derece tahrip edicidir.
Tom has a dynamic personality.
- Tom dinamik bir kişiliğe sahiptir.
He stared at the faithful miniature of the dinosaur.
- O, dinozorun sadık minyatürüne baktı.
Unlike his sister, he has retained the religious faith his parents brought him up in.
- Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu.
The new law will deprive religious minorities of their right to vote.
- Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek.
That religious cult has got some pretty off the wall ideas.
- O dini mezhebin bazı acayip fikirleri var.