dinleyiciler

listen to the pronunciation of dinleyiciler
Türkisch - Englisch
audience

The audience consisted mainly of students. - Dinleyiciler çoğunlukla öğrencilerden oluşuyordu.

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

the audience

The audience consisted mainly of students. - Dinleyiciler çoğunlukla öğrencilerden oluşuyordu.

The audience were fascinated by his speech. - Dinleyiciler konuşmasından çok etkilendi.

audit
dinleyici
listener

In Soviet Russia, radio listens to the listener! - Sovyet Rusya'sında, radyo dinleyiciyi dinler!

You're a really bad listener. - Sen gerçekten kötü bir dinleyicisin.

dinleyici
hearer
dinleyici
(Muzik) auditor

Tom is in the back of the auditorium. - Tom, dinleyici salonunun arka tarafındadır.

dinleyici
(Muzik) auditeur
dinleyici
audience

The audience consisted mainly of students. - Dinleyiciler çoğunlukla öğrencilerden oluşuyordu.

He concealed his anger from the audience. - Öfkesini dinleyiciden sakladı.

Türkisch - Türkisch

Definition von dinleyiciler im Türkisch Türkisch wörterbuch

Dinleyici
sami
dinleyici
Kayıtlı olmadığı hâlde derslere dışarıdan devam eden kimse
dinleyici
Söylenen veya çalınan bir şeyi dinleyen kimse: "Belki hürmetlerini göstermek isteyen dinleyiciler ayağa kalkmak isteyeceklerdi."- A. Ş. Hisar
dinleyici
Söylenen veya çalınan bir şeyi dinleyen kimse
dinleyiciler
Favoriten