I want to take a rest.
- Ben dinlenmek istiyorum.
I feel like taking a rest.
- Canım dinlenmek istiyor.
The city has a wonderful place to take a rest.
- Şehirin dinlenmek için harika bir yeri vardır.
I have to take a rest.
- Dinlenmek zorundayım.
Would you like to take a recess?
- Dinlenmek ister misin?
In the sunlight my head started to spin, and I lay down to have a rest on the grass.
- Güneş ışığında kafam dönmeye başladı ve dinlenmek için çim üzerinde uzandım.
I have no time to have a rest.
- Dinlenmek için vaktim yok.
What do you do for relaxation?
- Dinlenmek için ne yapıyorsun?
Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
- Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
I advised him to take a rest.
- Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.
I'm just going to rest during the summer vacation.
- Yaz tatili sırasında sadece dinleneceğim.
I think you'd better take a rest; you look ill.
- Sanırım dinlensen iyi olur; hasta görünüyorsun.
I suggest that you take a break and cool off a little.
- Bir mola vermeni ve biraz dinlenmeni öneriyorum.
If Jane does not rest more, she may have a nervous breakdown.
- Eğer Jane daha fazla dinlenmezse, O bir sinir krizi geçirebilir.
Would you like to take a recess?
- Dinlenmek ister misin?