dinlenen

listen to the pronunciation of dinlenen
Türkisch - Englisch
resting
recumbent
dinlenen yumurta
(Denizbilim) resting egg
dinlenen kişi / konu
(Hukuk) subject of the interception
dinlen
lounge
dinlen
rest

An old man was resting in the shade of the tree. - Yaşlı bir adam ağacın gölgesinde dinleniyordu.

I think you'd better take a rest; you look ill. - Sanırım dinlensen iyi olur; hasta görünüyorsun.

dinlen
{f} rested
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) MÜTENEFFİS
dinlenen
Favoriten