dinlemeyen

Türkisch - Englisch

Definition von dinlemeyen im Türkisch Englisch wörterbuch

I like to listen to classical music. - Klasik müzik dinlemeyi severim.

I rarely listen to the radio. - Nadiren radyo dinlerim.

I like to listen to classical music. - Klasik müzik dinlemeyi severim.

I listened, but I didn't hear anything. - Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.

Children should obey their elders, mind you. - Dinle bak, çocuklar büyüklerine itaat etmelidir.

If you don't mind, I'd like to rest here for a while. - Sakıncası yoksa bir süre burada dinlenmek istiyorum.

(Bilgisayar) listen on

I often study while listening to music. - Müzik dinlediğim zaman sık sık çalışırım.

Listening to music is lots of fun. - Müzik dinlemek çok eğlenceli.

Sami's phones were wiretapped. - Sami'nin telefonları dinlendi.

Türkisch - Türkisch

dinlemeyen

Silbentrennung

din·le·me·yen

Historie

Favoriten