Tom's mother was a devout Catholic.
- Tom'un annesi dindar bir Katolikti.
Tom was a devout Christian who believed in miracles.
- Tom mucizelere inanan bir dindar bir hristiyandı.
I know atheists that have more humanity than all these religious and these socialists.
- Ateistlerin tüm dindar ve sosyalistlerden daha merhametli olduğunu biliyorum.
The Inca were religious people.
- İnkalar dindar insanlardı.
Tom had a pious reputation.
- Tom dindar bir üne sahipti.