dilimli

listen to the pronunciation of dilimli
Türkisch - Englisch
sliced
(Botanik, Bitkibilim) lobed
segmented
cuspidate
cut up into slices
cut up into slices; having slices
segmental
segmentary
dilim
slice

Tom ate the last slice of bread so Mary had nothing to eat. - Tom son dilim ekmeği yedi bu yüzden Mary'nin yiyecek bir şeyi yoktu.

Would you like a slice of pitaya? - Bir dilim pitaya istermisiniz?

dilimli aloha
slotted aloha
dilimli kazan
sectional boiler
dilimli kemer
cusped arch
dilimli radyatör
sectional heating radiator
dilimli vergi
(Ticaret) schedule tax
dilimli ısıtıcı anahtarı
radiator bar wrench
dilim
strip
dilim
{i} round
dilim
lobe
dilim
(Ticaret) bracket
dilim
(Askeri) grid zone
dilim
pane
dilim
section of a radiator
dilim
slot
dilim
zone

I live in the Pacific time zone in the USA. - ABD'de Pasifik Zaman Dilimi'nde yaşıyorum.

It's morning here in my time zone. - Benim zaman dilimimde burada sabah.

dilim
(Sigorta) layer
dilim
shive
dilim
slice of
dilim
cusp
dilim
{i} sector
dilim
(Havacılık) gore
dilim
cut

Cut the meat into thin slices. - Eti ince dilimler halinde kesin.

Tom accidentally cut his hand when he was slicing carrots. - Tom havuçları dilimlerken kazara elini kesti.

dilim
shred
dilim
segment
dilim
tranche

The Chinese government disbursed the second tranche of the money. - Çin hükümeti paranın ikinci dilimini ödedi.

dilim
slic
beş dilimli yapı süsü
cinquefoil
dilim
slice, piece
dilim
slice, round; segment
elma dilimli patates
scalloped potatoes
Türkisch - Türkisch
Hakkari'de, Büyükçay üzerinde, sulama amacıyla 1995-2003 yılları arasında inşa edilmiş bir baraj
dilim
Bir bütünden kesilmiş veya ayrılmış ince, yassı parça
dilim
Radyatör parçalarından her biri
dilim
Bir bütünden kesilmiş veya ayrılmış ince, yassı parça: "Biraz çay, birkaç dilim tereyağlı ekmek."- S. F. Abasıyanık
dilimli
Favoriten