If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
- Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
By lack of attention, she hit the post with her car.
- Dikkatsizlikten,arabasıyla direğe çarptı.
Tom didn't want to attract attention.
- Tom dikkat çekmek istemiyordu.
Caution, the doors are now closing!
- Dikkat, kapılar şimdi kapanıyor.
Please proceed with caution.
- Lütfen dikkatli olun.
Before we begin, I'd just like to point out to everyone that we have to be very careful not to break anything.
- Biz başlamadan önce, bir şey kırmamak için çok dikkatli olmamız gerektiği konusunda herkesin dikkatini çekmek istiyorum.
You should take her illness into consideration.
- Onun hastalığına dikkat etmelisin.
Tom didn't take Mary's age into consideration.
- Tom Mary'nin yaşını dikkate almadı.
Tom was mindful of my warning.
- Tom uyarıma dikkat etti.
He paid no attention to my warning.
- Uyarımı dikkate almadı.
He was fighting regardless of his wound.
- O, yarasını dikkate almadan dövüşüyordu.
She seldom pays regard to my advice.
- O, tavsiyemi nadiren dikkate alır.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
You must be careful not to make him angry.
- Onu kızdırmamak için dikkatli olmalısın.
I wasn't being mindful and got on a wrong bus by mistake.
- Dikkatli değildim ve yanlışlıkla hatalı otobüse bindim.
If he'd been there, he'd have told you to mind your manners.
- Orada olsaydı, hareketlerine dikkat etmeni söylerdi.
Beware of thefts in a big city.
- Büyük bir şehirde hırsızlığa karşı çok dikkatli olun.
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
He seldom gets sick because he is careful about his health.
- Sağlığı hakkında dikkatli olduğundan dolayı o nadiren hastalanır.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
Look out for the wild dog!
- Vahşi köpeğe dikkat edin!
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
I didn't notice the light turn red.
- Işığın kırmızıya döndüğüne dikkat etmedim.
Notice how the player uses his elbows.
- Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
- Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
Take heed of her advice.
- Onun tavsiyesine dikkat et.
They gave no heed to the warning.
- Uyarıya dikkat etmediler.
Do your work with more attentiveness.
- Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
How did the dog get her attention?.
Tom and Mary have achieved remarkable results using their new technique.
- Tom ve Mary, yeni tekniği kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde ettiler.
She achieved remarkable results.
- O, dikkate değer sonuçlar elde etti.
Watch out mom, these are coming your way!
- Dikkatli olun anne, onlar size doğru geliyor.
Do we need to watch out for tigers around here?
- Buradaki kaplanlara dikkat etmeli miyiz?
There is one very noteworthy element in this stage.
- Bu aşamada dikkat çeken bir husus vardır.
Please take note of that.
- Lütfen ona dikkat et.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
The forest fire occurred through carelessness.
- Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
Notice how the player uses his elbows.
- Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
It's my fault that the cake was burned. I was talking on the phone and didn't notice the time.
- Kekin yanması benim hatamdır. Telefonda konuşuyordum ve zamana dikkat etmedim.
Beware of pickpockets here.
- Burada yankesicilere dikkat edin.
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
Beware of pickpockets here.
- Burada yankesicilere dikkat edin.
Let the buyer beware.
- Alıcı dikkatli olsun.