I had to consider Tom's proposal.
- Tom'un önerisini dikkate almak zorunda kaldım.
He has made remarkable progress in English.
- İngilizcede dikkate değer bir ilerleme kaydetti.
I've seen Tom do some remarkable things.
- Tom'un bazı dikkate değer şeyler yaptığını gördüm.
Chemistry has made notable progress in recent years.
- Kimya bilimi son zamanlarda dikkate değer bir gelişim gösterdi.
I'm the type who likes to think things over very carefully.
- Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
- Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
You should pay more attention to your own safety.
- Kendi güvenliğine daha fazla dikkat etmelisin.
I did not want to attract attention.
- Ben dikkat çekmek istemiyordum.
Please proceed with caution.
- Lütfen dikkatli olun.
Caution, the doors are now closing!
- Dikkat, kapılar şimdi kapanıyor.
Everyone has gone towards the ruin regardless of warnings.
- Herkes uyarıları dikkate almadan harabeye doğru gitti.
He was fighting regardless of his wound.
- O, yarasını dikkate almadan dövüşüyordu.
This book is worthy of attention.
- Bu kitap dikkate değer.
There was nothing worthy of remark at the fair.
- Fuarda dikkate değer bir şey yoktu.
There are noticeable differences between the two.
- İkisinin arasında dikkate değer farklılıklar var.
The results are noteworthy.
- Sonuçlar dikkate değerdir.
Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'.
- Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.
You should take her illness into consideration.
- Onun hastalığına dikkat etmelisin.
No attention was paid to his warning.
- Onun uyarısına hiç dikkat edilmedi.
He paid no attention to my warning.
- Uyarımı dikkate almadı.
Everyone has gone towards the ruin regardless of warnings.
- Herkes uyarıları dikkate almadan harabeye doğru gitti.
He came regardless of my instructions.
- Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.
You should take into consideration the advice of your mother.
- Annenin tavsiyesini dikkate almalısın.
Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'.
- Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.
You must be careful not to make him angry.
- Onu kızdırmamak için dikkatli olmalısın.
You'd better be careful about going to her house.
- Onun evine gitme hakkında dikkatli olsan iyi olur.
I make a point of arranging sentences in my mind before writing them down.
- Yazmadan önce cümleleri aklımda düzenlemeye dikkat ederim.
Tom was mindful of my warning.
- Tom uyarıma dikkat etti.
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
- Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
He seldom gets sick because he is careful about his health.
- Sağlığı hakkında dikkatli olduğundan dolayı o nadiren hastalanır.
Look out! There's a car coming.
- Dikkat! Gelen bir araba var.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat edin! Gelen bir kamyon var!
Let's begin by considering the similarities.
- Benzerlikleri dikkate alarak başlayalım.
I hope my mistake will escape his notice.
- Hatamın onun dikkatinden kaçacağını umuyorum.
It's my fault that the cake was burned. I was talking on the phone and didn't notice the time.
- Kekin yanması benim hatamdır. Telefonda konuşuyordum ve zamana dikkat etmedim.
In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
- Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
Take heed of her advice.
- Onun tavsiyesine dikkat et.
Do your work with more attentiveness.
- Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
Recent advances in medicine are remarkable.
- Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.
Tom and Mary have achieved remarkable results using their new technique.
- Tom ve Mary, yeni tekniği kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde ettiler.
Watch out mom, these are coming your way!
- Dikkatli olun anne, onlar size doğru geliyor.
Watch out for thieves around here.
- Civardaki hırsızlara dikkat edin.
You need to take note of this!
- Buna dikkat etmelisin!
There is one very noteworthy element in this stage.
- Bu aşamada dikkat çeken bir husus vardır.
The forest fire occurred through carelessness.
- Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
I didn't notice the light turn red.
- Işığın kırmızıya döndüğüne dikkat etmedim.
I hope my mistake will escape his notice.
- Hatamın onun dikkatinden kaçacağını umuyorum.
Beware! There's a car coming!
- Çok dikkat et! Gelen bir araba var!
Let the buyer beware.
- Alıcı dikkatli olsun.
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.