I had to consider Tom's proposal.
- Tom'un önerisini dikkate almak zorunda kaldım.
I think Tom is a pretty remarkable person.
- Tom'un oldukça dikkate değer bir kişi olduğunu düşünüyorum.
He has made remarkable progress in English.
- İngilizcede dikkate değer bir ilerleme kaydetti.
Chemistry has made notable progress in recent years.
- Kimya bilimi son zamanlarda dikkate değer bir gelişim gösterdi.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
I'm the type who likes to think things over very carefully.
- Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
Tom didn't want to attract attention.
- Tom dikkat çekmek istemiyordu.
I did not want to attract attention.
- Ben dikkat çekmek istemiyordum.
Please proceed with caution.
- Lütfen dikkatli olun.
Everything should be done with the greatest caution.
- Her şey en büyük dikkatle yapılmalı.
He was fighting regardless of his wound.
- O, yarasını dikkate almadan dövüşüyordu.
He came regardless of my instructions.
- Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.
There was nothing worthy of remark at the fair.
- Fuarda dikkate değer bir şey yoktu.
This book is worthy of attention.
- Bu kitap dikkate değer.
There are noticeable differences between the two.
- İkisinin arasında dikkate değer farklılıklar var.
The results are noteworthy.
- Sonuçlar dikkate değerdir.
I have taken everything into consideration.
- Her şeyi dikkate aldım.
Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'.
- Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.
Tom was mindful of my warning.
- Tom uyarıma dikkat etti.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
Everyone has gone towards the ruin regardless of warnings.
- Herkes uyarıları dikkate almadan harabeye doğru gitti.
He came regardless of my instructions.
- Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.
Tom didn't take Mary's age into consideration.
- Tom Mary'nin yaşını dikkate almadı.
You should take into consideration the advice of your mother.
- Annenin tavsiyesini dikkate almalısın.
Be careful interpreting indirect translations. Genders may have changed.
- Dolaylı çevirileri yorumlarken dikkatli ol. Cinsiyetler değişmiş olabilir.
You'd better be careful about going to her house.
- Onun evine gitme hakkında dikkatli olsan iyi olur.
I wasn't being mindful and got on a wrong bus by mistake.
- Dikkatli değildim ve yanlışlıkla hatalı otobüse bindim.
Tom was mindful of my warning.
- Tom uyarıma dikkat etti.
Beware of falling rocks!
- Düşen kayalara dikkat edin!
Beware of thefts in a big city.
- Büyük bir şehirde hırsızlığa karşı çok dikkatli olun.
If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
- Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
Look out! There's a car coming.
- Dikkat! Gelen bir araba var.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat edin! Gelen bir kamyon var!
Let's begin by considering the similarities.
- Benzerlikleri dikkate alarak başlayalım.
I didn't notice the light turn red.
- Işığın kırmızıya döndüğüne dikkat etmedim.
He took no notice of my advice.
- O, benim tavsiyemi dikkate almadı
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
- Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
They gave no heed to the warning.
- Uyarıya dikkat etmediler.
Do your work with more attentiveness.
- Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
Tom and Mary have achieved remarkable results using their new technique.
- Tom ve Mary, yeni tekniği kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde ettiler.
She achieved remarkable results.
- O, dikkate değer sonuçlar elde etti.
Watch out for thieves around here.
- Civardaki hırsızlara dikkat edin.
Do we need to watch out for tigers around here?
- Buradaki kaplanlara dikkat etmeli miyiz?
You need to take note of this!
- Buna dikkat etmelisin!
I advise you to be careful in making notes for the lecture.
- Dersi not alırken dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
The forest fire occurred through carelessness.
- Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
He took no notice of my advice.
- O, benim tavsiyemi dikkate almadı
Notice how the player uses his elbows.
- Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
Let the buyer beware.
- Alıcı dikkatli olsun.
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.