dikkat etmeyen

listen to the pronunciation of dikkat etmeyen
Türkisch - Englisch
mindless
inattentive
dikkat et
{f} notice

It's my fault that the cake was burned. I was talking on the phone and didn't notice the time. - Kekin yanması benim hatamdır. Telefonda konuşuyordum ve zamana dikkat etmedim.

Tom noticed that not all the kids were paying attention. - Tom bütün çocukların dikkat etmediğini fark etti.

dikkat et
watch out

Do we need to watch out for tigers around here? - Buradaki kaplanlara dikkat etmeli miyiz?

Watch out for her. Her weapon is language - if she wants to, she'll talk you to death. - Ona dikkat et. Onun silahı dildir, o isterse sizinle ölene dek konuşur.

dikkat et
{f} note

You need to take note of this! - Buna dikkat etmelisin!

Please take note of that. - Lütfen ona dikkat et.

dikkat et
look sharp
dikkat et
{f} heed

They gave no heed to the warning. - Uyarıya dikkat etmediler.

Take heed of her advice. - Onun tavsiyesine dikkat et.

harama helala dikkat etmeyen
do not pay attention to forbidden helala
dikkat et
nota bene
dikkat et
nix
dikkat etmeyen
Favoriten