Derin kazmak zorunda kalacağız.
- We're going to have to dig deep.
Bir metre çapında ve iki metre derinliğinde bir çukur kazmak yaklaşık 2.5 saatimi aldı.
- It took me about two and a half hours to dig a hole one meter in diameter and two meters in depth.
Tom kazmaya devam etti.
- Tom continued digging.
Tom küreklerden birini aldı ve kazmaya başladı.
- Tom grabbed one of the shovels and started digging.
Bir metre çapında ve iki metre derinliğinde bir çukur kazmak yaklaşık 2.5 saatimi aldı.
- It took me about two and a half hours to dig a hole one meter in diameter and two meters in depth.
Savaş tutuklusu kendini büyük bir onurla taşıdı.
- The prisoner of war bore himself with great dignity.
Yerden kir kazıyabilirsin.
- You can dig dirt from the ground.
Onlar çukur kazıyorlar.
- They're digging a hole.
O, kendi mezarını kazıyor.
- He is digging his own grave.
Bu makine muazzam çukurlar kazabilir.
- This machine can dig giant holes.
Kazı yapmak zor iştir.
- Digging is hard work.
Kazı yapmak zor iştir.
- Digging is hard work.
Corley at the first go-off was inclined to suspect it was something to do with Stephen being fired out of his digs for bringing in a bloody tart off the street.
She is going to dig into Egyptian basket-weaving this semester.