Bilgi çoğunlukla yanlıştır.
- The data is often inaccurate.
Bilgi ana bilgisayardan sizinkine aktarılabilir, ve tam tersi.
- Data can be transmitted from the main computer to yours, and vice versa.
Onun raporunda sunulan istatistiki veriler hareketin sıklığını tahmin etmede bizim için çok faydalı.
- The statistical data presented in her paper is of great use for us in estimating the frequency of the movement.
Veri henüz derlenmiş değil.
- The data hasn't been compiled yet.
Verileri girmeyi bitirdim.
- I've finished entering the data.
Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.
- Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.