difficult to be endured; exact; critical; rigorous; as, a severe test

listen to the pronunciation of difficult to be endured; exact; critical; rigorous; as, a severe test
Englisch - Türkisch

Definition von difficult to be endured; exact; critical; rigorous; as, a severe test im Englisch Türkisch wörterbuch

severe
güç (bir şey)
severe
şedit
severe
çok sade
severe
sunturlu
severe
çok acıtan
severe
sade

Ben sadece ağır bir hastalık atlattım. - I just got over a severe illness.

severe
gösterişsiz
severe
şiddetli

Şu anda çok şiddetli bir deprem her an olabilir. - We may have a very severe earthquake any moment now.

Tom'un şiddetli bir baş ağrısı var. - Tom has a severe headache.

severe
acı veren
severe
kıran kırana
severe
{s} büyük (zarar)
severe
{s} haşin
severe
{s} sert

Jack çocuklarına çok serttir. - Jack is very severe with his children.

Belediye başkanını sert bir biçimde eleştirdi. - He severely criticized the mayor.

severe
{s} yalın
severe
{s} zor, güç (bir şey)
severe
sertlik
severe
(sıfat) sert, haşin, ağır, acı, şiddetli, keskin, sade, yalın
Englisch - Englisch
severe
difficult to be endured; exact; critical; rigorous; as, a severe test
Favoriten