different from

listen to the pronunciation of different from
Englisch - Türkisch
den farklı
değişik
farklılık göstermek
-den farklı
(Fiili Deyim ) -den değişik olmak
unlike
aksine

Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu. - Unlike his sister, he has retained the religious faith his parents brought him up in.

Arkadaşlarım beni sessizce izliyorlardı ve, benim şaşkınlığımın onları güldürdüğü diğer zamanların aksine , onlar ciddi kaldılar. - My companions were watching me in silence and, unlike other times when my wonder had made them laugh, they remained serious.

unlike
-den farklı
unlike
{s} birbirine benzemeyen, farklı. edat -den farklı olarak: This painting is unlike her others. Bu resim onun diğer resimlerinden farklı. His
unlike
-den farklı olarak
unlike
değişik
unlike
-e uymayan
unlike
-e benzemeyen
unlike
den farklı
unlike
farklı

İki erkek kardeş görünümde oldukça farklı. - The two brothers are quite unlike in their appearance.

Bill kardeşinden tamamen farklıdır. - Bill is completely unlike his brother.

unlike
için olağandışı olan
unlike
{s} benzemez
unlike
{s} yakışmayan
unlike
unlikenessbenzemeyiş
unlike
birbirine benzemeyen
unlike
farklı olarak
Englisch - Englisch
unlike
{s} different to
different from

    Silbentrennung

    dif·fer·ent from

    Türkische aussprache

    dîfrınt fırm

    Aussprache

    /ˈdəfrənt fərm/ /ˈdɪfrənt fɜrm/

    Videos

    ... It looks very different from those, but it's another example of the device. ...
    ...  That's different from Aristotle's law of motion.  Aristotle said, "Objects in motion ...
Favoriten