Ailesinin dengeli bir diyet yaptığından emin.
- She makes sure that her family eats a balanced diet.
Doktor diyet yapmam için talimat verdi.
- The doctor instructed me to go on a diet.
Perhize başladığımdan beri çok kilo kaybettim.
- I've lost a lot of weight since I've been on a diet.
Ben sıkı bir diyet rejimine bağlı kalıyorum.
- I am adhering to a strict diet regimen.
Benimle bir rejime başlamak ister misin?
- Do you want to go on a diet with me?
Tom bir dengeli beslenme yemeye çalışıyor.
- Tom tries to eat a balanced diet.
Beslenme ve sağlık arasında bir bağlantı var olmalı mı?
- Must there be a link between diet and health?
Tom diyet yapmak zorunda.
- Tom has to go on a diet.
Çoğumuz dengeli yiyecek yemeyiz.
- Most of us don't eat a balanced diet.
Japonya'da ana yiyecek pirinçtir.
- The main diet in Japan is rice.
Benimle bir rejime başlamak ister misin?
- Do you want to go on a diet with me?
Ben sıkı bir diyet rejimine bağlı kalıyorum.
- I am adhering to a strict diet regimen.
Meclis şimdi oturumda.
- The Diet is now in session.
Meclis salı günü toplanacak.
- The Diet will meet on Tuesday.
Meclisteki milletvekilleri soruna bir çözüm bulmak için mücadele ediyorlar.
- Legislators in the Diet are struggling to find a solution to the problem.
they will diet themselves, feed and live alone.